ÖBA AĞIMIZ
Ergene Havzası
Ömerli Havzası
Uludağ
Çoruh Vadisi
Baba Dağı
Lara-Perakende Kumulları
Ahır Dağı
Erciyes Dağı
Çıldır Gölü
 
 

Uludağ Milli Parkı yerine Alan Başkanlığı mı?

Uludağ mitolojik, tarihi, kültürel ve biyolojik özellikleriyle Anadolu’daki en önemli zenginliklerimizden biridir. Türkiye’nin kuzey-batı bölümünde en yüksek dağ kütlesidir. Mitolojide Mysia’daki Olympos (Strabon) ve Osmanlı Devrinde Keşiş Dağı olarak bilinir. 1940’lı yıllardan beri ülkemizin en önemli kış sporları merkezidir. Jeomorfolojik yapısı, zengin bitki örtüsü çeşitliliği ve kış sporları merkezi olma özellikleriyle 1961 yılında 11.338 hektarı Milli Park ilan edilmiştir. Milli Park sınırları, 1998 yılında 12.762 hektara genişletilmiştir. DHKD’nin yürüttüğü çalışmalarda hem Önemli Bitki Alanı (ÖBA No:18), hem de Önemli Kuş Alanı (ÖKA No:8) olarak tanımlanmıştır. Dağ ayrıca imza attığımız uluslararası doğa koruma sözleşmelerine göre korumakla yükümlü olduğumuz zengin nadir flora, fauna ve habitat çeşitliliğine ev sahipliği yapar (Bern Sözleşmesi vb.).

Kuzeyde Bursa ovası ve güneyde Nilüfer çayının yukarı çığırı üzerinde, kuzeybatı-güneydoğu yönünde çok dik yamaçlarla yükselir. Zirve bölgesi, 2400 metre yükseltili dalgalı bir düzlük ve üzerinde 50-100 metrelik daha yüksek birtakım sırtlardan oluşur. Bu bölgede, tabanı 2200 metreyi bulan ve bazıları dairesel göllerle kaplı sirk çukurları (dördüncü zaman buzul aşınımının meydana getirdiği buz yalakları) yer alır.

İklimi tabandan, zirveye kademeli olarak değişir. Kuzeybatısındaki Bursa şehrine bakan alt kesimlerinde tipik Akdeniz iklimi, zirveye doğru yerini nemli mikro-termik iklim tipine bırakır, zirve bölgesinde ise kışları buzlu iklim görülür. İklim çeşitliliği, zengin bitki örtüsü çeşitliliğine yansımıştır.

Dağın 350 metre yüksekliğine kadar, tipik Akdeniz bitki örtüsü ağaç ve çalıları (kızılçam, defne, zeytin, katran ardıcı, fındık, laden, funda vb.) yetişir. 350-700 metre arası, yer yer tahrip edilmiş kestane ağaçlarının hakim olduğu akçakesme, erguvan, kocayemiş, zeytin, katırtırnağı, Girit ladeni, mazı meşesi,  gürgen, kızılcık, alıç, sırımbağı, karaağaç, kayın, titrek kavak ve karaçam gibi ağaç ve çalılarla kaplıdır. 700-1500 metre arasında kestane ormanı yerini, kayın ve ara ara sapsız meşe ağırlıklı orman topluluklarına bırakır. Bu kuşakta kestane, karaçam, titrek kavak, kızılcık ve alıç gibi ağaç ve çalılar da görülür. 1500-2100 metre arasında uzanan ve Uludağ göknarının ağırlıkta olduğu ormanlarda da bodur ardıç, yabanmersini, söğüt, karaçam, kayın, titrek kavak, gürgen ve sırımbağı toplulukları yayılış gösterir.

Orman kuşağı üzerinde uzanan ve pek çok kişinin bozuk-kıraç bölge olarak gördüğü subalpin (ağaç sınırı altı) ve alpin (ağaç sınırı) kuşaklarında kendine özgü çok zengin bir biyolojik çeşitlilik gelişmiştir. 1700 metreden yaklaşık 2100 metreye kadar (subalpin kuşak) bodur ardıç, yaban mersini ve geven türleri ağırlıklı bodur çalı toplulukları ve kurtkılı (Nardus stricta) bitkileri ağırlıklı nemli çayır toplulukları yetişir. 2100 metreden sonra, sert yastık formundaki fetük (ki yer, yer 1900 metreye kadar iner) ve kardikeni (Acantholimon ulucinum) bitkileri ağırlıklı tipik alpin kuşak uzanır. Bu kuşaklar çok sayıda endemik ve nadir bitkiye ev sahipliği yapar: geven (Astragalus sibthorpianusA.hirsutus), Uludağ yoğurtotu (Galium olympicum), obrizya (Aubrieta olympica), kekik (Thymus bornmuelleriT.preocax),  çöven (Gypsophila olympica), bordomor (Pedicularis olympica), altunihindiba (Crepis aurea subsp.olympica), Uludağ kanaryaotu (Senecio olympicus), misksoğanı (Muscari bourgaei), çokçiçekligelincik (Papaver pilosum) vb.

Alpin ve subalpin kuşaklarda, granit ve onların karışımından oluşan ana kayalar üzerinde, Nisan’dan Temmuz ortasına kadar seyrine doyulmaz bir renk cümbüşü yaşanır. Uzaktan kıraç kayalık gibi görünen bu zirve bölgesinde rengarenk çiçekler açar: hünkarbeğendi (Iberis spruneri), androsas (Androsacea villosa), Uludağ yoğurtotu (Galium olympicum), Uludağ keteni (Linum olympicum), obrizya (Aubrieta olympica), dönbaba (Erodium olympicumE.sibthorpianum), dağşebboyu (Matthiola montana),  geven (Astragalus hirsutusA. angustifolius), Uludağ kazteresi (Arabis drabiformis), yerçamı (Olymposciadium caespitosum), taşkesen (Saxifraga sempervivum) vb.

Uludağ’ın diğer bazı özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir;

-  Dağın zengin bitki örtüsü yaklaşık 1300 bitkiye ev sahipliği yapar. Bunlardan yaklaşık 30’u Uludağ’a endemiktir, 100 kadarı ülke çapında nadir olarak bulunur.

- Şubat’ta baharın müjdecilerinden kardelen, anemon, iki yapraklı sümbül gibi soğanlı bitkiler Çekirge’nin hemen üzerinde görülmeye başlar.

- Mart’ta çiğdemler Kızılyayla’da kar altından çıkmaya başlar ve Ağustos’a kadar Uludağ bir çiçek cennetine döner.

- Temmuz- Ağustos arasında zirve bölgesinde nesli tehlike altındaki Apollo kelebeklerinin uçuşmalarını görmek çok hoştur.

- Zirve bölgesinde su kaynakları çevresinde gelişmiş bitki örtüsü özellikle dikkat çekicidir. Uludağ endemiği Bordomor (Pedicularis olympica), temiz su kaynaklarının gözeleri civarında Mayıs’ta çiçeklenir. Dere kenarlarında yetişen nadir Balkan yağotu (Pinguicula balcanica subsp. pontica) böceklerle beslenir.

- Zirve bölgesinin Uludağ endemiği fetük (Festuca punctoria) gibi sert yastık formundaki bazı çalımsı bitkileri, Altay menekşesi (Viola althaica subsp. oreades) gibi narin bitkileri kanatları altına alarak zorlu iklim koşullarına karşı korur.

- Uludağ sığırkuyruğu (Verbascum olympicum) yüksek kesimlerde insan müdahaleleriyle (yol açma, kayak pisti, moloz yığınları vb.) bozulmuş alanların kendi kendini onarmasına yardım eder (organik madde birikimi ve toprak gelişimine katkıda bulunur). Dağın alt kesimlerinde yayılış gösteren bir diğer endemik sığırkuyruğu (V.bombyciferum) da aynı işlevi görür.   

Uludağ’ın bütün bu özellikleri ve karşı karşıya bulunduğu tehditler (artan yapılaşma, turizm ve ziyaretçi baskıları vb.) nedeniyle çok iyi korunması ve yönetilmesi gerekiyor. Buna karşın, Uludağ Milli Park sınırları Şubat 2006’da 1.600 hektar azaltıldı ve son olarak da, Ocak 2023’de Milli Park statüsü iptal edildi! Buna göre Milli Park yerine, Uludağ Alan Başkanlığı kurulacak - dağın korunması, geliştirilmesi, tanıtılması ve farklı kurumlara ait planlama yetkileri burada toplanacak! Böyle bir karar doğaseverler, doğa korumacılar, Bursa ve tüm Türkiye’de büyük bir endişe yarattı. Kimse, bu idari değişiklikle Uludağ’ın zengin bitki ve habitat çeşitliliğinin daha iyi korunacağı ve yönetileceğini iddia edemez. Özellikle son yıllardaki tecrübelerimiz, bu değişikliğin ticari amaçlarla Uludağ’dan rant gelirlerini attırmaya yönelik bir girişim olduğunu düşündürüyor.

Uludağ gibi olağanüstü bir zenginlik ve değere sahip olmak çok büyük bir ayrıcalıktır. Onun geleceği toplumun belli bir kesimini ya da Bursalıları değil, hepimizi ilgilendirir. Uludağ Alan Başkanlığı kararına karşı tepkiliyiz. Hükümet, toplumun istemediği böyle bir karardan dönmelidir. Doğa ve dolayısıyla toplum yararını (ve/veya zararını) ilgilendiren tüm kararlarda her birimizin söz hakkı var: Uludağ’ın Milli Parkı statüsünün geri gelmesini ve çok daha güçlü bir şekilde korunmasını istiyoruz.

Prof.Dr. Gürcan Güleryüz*

Bursa, Ocak 2023

*Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ekoloji Ana Bilim Dalı.



  

Alpin kusak

Aubrieta olympica

Linum olympicum

Pedicularis olympica

Festuca punctoria

Saxifraga sempervivum

Senecio olympicus

Crepis aurea
 
 
   
 

Son Haberler

 
 


Uludağ Milli Parkı yerine Alan Başkanlığı mı?


2023 Yılına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Yüzyılına Girerken,


Gölköy hurması, Bodrum


Sürdürülebilir Turizm?
Her hakkı saklıdır © 2015  I  Programlama Creanet Bilişim Hizmetleri